Kütahya'da yaşanan dehşet verici bir olay, şehirde büyük bir şok etkisi yarattı. Şizofreni hastası olduğu belirtilen bir kişinin, bir kadının gözlerini oyması, hem yerel hem de ulusal bazda tartışmalara yol açtı. Olay, sağlık sisteminin ruhsal bozukluklar konusundaki yetersizliklerini, toplumsal damgalamayı ve zihinsel hastalıklarla ilgili farkındalığın ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bu tür trajik olayların önlenebilmesi için neler yapılabileceği üzerine düşünmemiz gerektiği evidentir.
Kütahya'nın merkezi bir mahallesinde gerçekleşen olay, akşam saatlerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, şizofreni tedavisi gören Ş.K. (35), psikolojik bir kriz anı yaşadı ve bu esnada çevresindeki bir kadına saldırdı. Olayın tanıkları, genç kadının çığlıklarının duyulmasının ardından hızla harekete geçtiklerini ifade etti. Ancak müdahale, ne yazık ki zamanında gerçekleşemedi; kadının gözlerine ciddi şekilde zarar verildi. Hemen ambulans çağrılarak, yaralı kadın hastaneye kaldırıldı. Bu korkunç durum, bölgedeki insanlar arasında büyük bir paniğe neden oldu.
Bunun yanı sıra, zihinsel sağlık sisteminde var olan eksiklikler, bu tarz olayların önlenebilmesi için önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, akıl sağlığı hastalarının yetersiz bakım şartlarının, böyle travmatik olayların yaşanmasına zemin hazırladığını belirtirken, tedavi süreçlerinin güçlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ruhsal hastalıkların tedavisi emek ve zaman isteyen bir süreçtir ve bu süreçte hastaların ailelerine büyük görevler düşmektedir. Ailelerin ve toplumun, zihinsel hastalıklara karşı kalp kırıklığıyla yaklaşmasının yerine, empati ve destek ile karşılık vermesi gerektiği de uzmanlar tarafından vurgulanmaktadır.
Bu tür trajik olayların yaşanmaması için, ruh sağlığı hizmetleri ve toplumsal bilinçlendirme projelerinin güçlendirilmesi önem taşımaktadır. Toplumun, çocuğunun veya bir yakınında ruhsal sorunlar olduğunda, yardım almasını teşvik etmesi ve bu konuyu yüz yüze getirmesi gerekiyor.
Sonuç olarak, Kütahya'da yaşanan bu korkunç olay, ruhsal sağlık sorunları ile ilgili farkındalığın artırılması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Şizofreni gibi zihinsel hastalıkların, tedavi edilebileceği, ancak bunun için destek ve anlayış gerektiği göz ardı edilmemelidir. Olayın ardından yapılan açıklamalar ve uzman görüşleri, toplumsal bilincin ne kadar hayati olduğuna ve duyarsızlığın ne denli yıkıcı sonuçlar doğurabileceğine dair önemli ipuçları sunmaktadır. Birlikte düşünüp, birlikte hareket ederek, bu travmatik olayların bir daha yaşanmaması için neler yapabileceğimizi sorgulamalıyız.