Zelenski'nin iktidara gelişi, yalnızca Ukrayna'nın siyasi arenasında değil, dünya genelinde de büyük yankı uyandırmıştı. Ancak günümüzde, eski liderlerden gelen eleştiriler ve halkın endişeleri, onun yönetim tarzını sorgulatmaya başladı. Eski Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroshenko'nun yaptığı son açıklamalar, Zelenski’nin uygulamalarını dikkate değer bir şekilde eleştiriyor. Poroshenko, Zelenski’nin yönetimdeki bazı tutumlarının, geçmişte Rusya tarafından uygulanan baskıcı yöntemlerle benzerlikler taşıdığına dikkat çekti.
Volodymyr Zelenski, 2019 yılında seçildiğinde, modern Ukrayna'nın yüzünü değiştirme vaadiyle halkın karşısına çıkmıştı. Komedyen kimliğiyle popülarite kazanan Zelenski, anti-k corrupción söylemleri ile genç seçmenlerin dikkatin çekmişti. Ancak, göreve gelmesinin üzerinden geçen zaman zarfında birçok eleştirinin hedefi haline geldi. Eski Cumhurbaşkanı Poroshenko’nun “Yaptıklarının Rusya’da olanlardan farkı yok” sözleri, Zelenski’nin yönetiminde beliren otoriter eğilimleri gözler önüne seriyor. Eleştiriler, devletin kontrolü, medya özgürlüğü ve insan hakları gibi konularda yoğunlaşırken, bu durum, Ukrayna’nın demokratik yönelimine dair ciddi endişeleri de beraberinde getiriyor.
Anketler, Zelenski'nin son zamanlarda düşen popülaritesinin, halk üzerindeki etkisinin yanı sıra, uluslararası arenada da yankılanmasına neden olduğunu gösteriyor. Politika uzmanları, Ortadoğu’da yaşanan çatışmaların ardından Ukrayna’nın güvenlik durumunun daha da karmaşık hale geldiğini belirtirken, “Zelenski, büyük güçlerin jeopolitik çatışmalarında bir piyon haline gelecek mi?” sorusu gündemdeki yerini koruyor. Devletin almış olduğu baskıcı önlemler, halkın psikolojik durumunu zayıflatma potansiyeli taşıyor ve bu durumun, Ukrayna’nın ulusal birlikteliği açısından tehlikeli olabileceği ifade ediliyor.
Buna ek olarak, Zelenksi'nin enerji politikaları ve ekonomik reformları da geniş bir eleştiri yelpazesine maruz kalmakta. Zira, enerji bağımlılığı ve ekonomik istikrarsızlık gibi sorunlar, halkın gündelik yaşamını doğrudan etkilemektedir. Zelenksi’nin hükümeti, öncelikle savaş sonrası yeniden inşa süreçlerine odaklansa da, bu süreçlerin şeffaflığı ve yönetim açısından alınan kararların halk tarafından ne denli benimseyeceği henüz belirsizliğini koruyor. Kısacası, Zelenski’nin tereddütte kalan yönetim tarzı ve eleştiriler, onun güvenilirliği üzerinde ciddi bir tehdit oluşturmakta.
Küresel çapta gelişen olaylar ışığında, Ukrayna'nın yaşadığı bu çalkantılı süreç, yalnızca yerel siyaseti değil, uluslararası dengeleri de etkileyebilir. Zelenski’nin alacağı kararların, sadece kendi ülkesini değil, çevresindeki ülkeleri dahi etkileyebileceği gerçeği, uluslararası güçlerin dikkatini bu bölgeye çekiyor. Önümüzdeki süreçte, Zelenski'nin attığı adımlar ve yönetimindeki değişimler, belki de gelecekteki Ukrayna'nın şekillenmesinde belirleyici rol oynayacak.
Sonuç olarak, Zelenski’nin yönetimi, belirsizliklerle dolu bir yolda ilerlemektedir. Hem halk hem de uluslararası toplum tarafından yapılan eleştiriler, ülkenin stratejik geleceği için hayati öneme sahiptir. Poroshenko'nun eleştirileri gibi seslerin, Ukrayna’nın mevcut yönetimi üzerindeki etkisi, önümüzdeki dönemde daha da belirgin hale gelecektir. Dolayısıyla, Zelenski'nin nasıl bir politika izleyeceği, hem Ukrayna'nın geleceği hem de bölgesel istikrar açısından kritik bir öneme sahip.